float ne demek?

  1. Dalgalanma, çalkalanma
  2. Yüzmek, su üzerinde durmak, batmamak, süzülmek, dolaşmak, yüzdürmek, kurmak (şirket), yaymak, piyasaya çıkarmak, dalgalanmak
  3. Su üstünde yüzen herhangi bir şey
  4. Sal
  5. Olta mantarı
  6. Şamandıra, duba
  7. Geçit resminde kullanılan süslü araba
  8. Pervane tahtası
  9. Mala
  10. Dondurmalı gazoz
  11. Tiyatro sahnesinin ön kısmındaki ışıklar.
  12. Yüzmek, batmamak, su yüzünde durmak, su yüzünde gitmek
  13. Hava akımına kapılarak sürüklenmek
  14. Hayal gibi hareket etmek, dolaşmak
  15. Yüzdürmek
  16. Su basmak
  17. Sala yüklemek
  18. (hisse senetlerini ve tahvilleri) satışa arzetmek
  19. Yaymak, neşretmek.

float a ban

  1. Ödünç vermek

float bridge

  1. Sallı köprü

Türetilmiş Kelimeler (bis)

float a banfloat bridgefloat chamberfloat chargefloat linefloat over textfloat planefloat tofloat valvefloatabilityflo
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın