first generation computer ne demek?
- Birinci kusak bilgisayar
birinci
- Bir sayısının sıra sıfatı.
- Zaman, yer, sıra bakımından başkalarından önce gelen kimse, şey
- Sırada, önem sırasında en üstün olan kimse
- Ulaşım araçlarında mevki, sınıf
- Sinemalarda, bazen ön ve hususinin bir bölümünü kapsayan sıralar; genellikle salonun görüntülükten ortasına doğru uzanan bölümü.
- Bir kümenin, bir bölgenin ya da tüm bölgelerin takımları arasında yapılan oyunlar sonucunda puan yönünden en üst sırayı elde eden takım.
First.
Primary.
Premier.
Uppermost.
first generation computers
- Birinci nesil bilgisayarlar, 1950'lerde geliştirilen ve vakum tüplari vasıtasıyla çalışan çok erken dönem bilgisayarları
first
- En büyük
- İlk, birinci, baş
- Başlangıç
- Baş yer, birincilik
- En tiz ses
- Birinci mal
- Ayın ilk günü
- Evvelâ, ilk önce, başta, en ileride
- İlk defa olarak
- Ondan evvel
generation
- Üretme, üretim, oluşturma
- Bkz. jenerasyon
- Doğuş, doğuruş, tenasül
- Nesil, soy, zürriyet, batın
- Vasat olarak insan nesli farzedilen otuz yıl
- Kuşak, dünyaya getirme
computer
- Bilgisayar; elektronik beyin
- Kompüter, hesap eden kimse
- Elektronik hesap makinası,elektronik beyin
Türetilmiş Kelimeler (bis)
first generation computersfirstfirst first aidfirst aid coursefirst aid kitfirst aid manfirst aid outfitfirst aid postfirst aid stationfirst aid teamfirsfirsafirsadfirsat kollamakfirsekgenerationgeneration gapgeneration limitgeneration nesilgeneration periodgeneration timegeneration xgeneration ygenerationalgeneratifgeneratinggenerating functiongenerating keygenerating offspringgeneratgenerategenerate digitsgenerate eventgenerate events