elinden gelen ne demek?
One's best, one's level best, one's worst, one's damnedest.
elinden gelen çaba
Utmost.
elinden geleni ardına koymamak
- Yapabileceği bütün kötülükleri yapmak: Düşüncesini en iyi biçimde anlatabilmek için elinden geleni ardına koymamıştır. -S. Birsel.
Do one's worst, do one's damnedest.
gelen
- Gelme işini yapan (kimse veya nesne).
- Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın).
Coming.
Incoming.
Oncoming.
Arriving.
Reaching.
Comer.
Inbound.
Who is coming.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
elinden gelen çabaelinden geleni ardına koymamakelinden geleni yapelinden geleni yapanelinden geleni yapmakelinden geleni yaptıelinden gelenin en iyisielinden gelenin en iyisini oynamakelinden geldiğinceelinden alımelinden almaelinden almakelinden atmakelinden bırakmakelinden bir iş gelmemekelinden bir kaza çıkmakelinden bir şey gelmezelinden çıkmakelinden düşürmemekelinde avucunda nesi varsaelinde bulunduran kimseelinde bulundurmakelinde bulunmakelinde büyümekgelengelen ağam giden paşamgelen ağam giden patamgelen aramagelen bağlantı noktasıgelen baytgelen bayt miktarıgelen becngelen çerçevegelen dalgagelegelebangeleborugelecege dogrugeleceğe bakmak