eğri yoldan gitmek ne demek?
 Skew Skew
skew
- Eğri, çarpık
- Birbirine paralel olmayan
- Erilik, çarpıklık
- Bükülme
- Eğri yoldan gitmek
- Yan bakmak
- Eğriltmek, çarpltmak
- Başka anlam vermek.
- Eğriltmek, eğri yapmak, çarpıtmak
eğri
- Doğru veya düz olmayan, bir noktasında yön değiştiren, çarpık, münhani, doğru karşıtı.
- Yay gibi kavislenmiş, eğmeçli, mukavves.
- Yatay veya düşey olmayan, bütünüyle bir yana eğilmiş bulunan, eğik, mail.
- Yanlış bir biçimde
- Bir olayın şiddetindeki azalış ve çoğalışları gösteren çizgi.
- Doğru veya düz olmayan çizgi, yüzey.
- Bk. kavis
- Bir özelliğin yeğinliğindeki değişimleri özetleyen çizgi.
 Curve. Curve.
 Crooked. Crooked.
eğri altı alan
- İlaçların doz-yanıt eğrisinin altındaki alanın yüzölçümü
 Area under curve Area under curve
gitmek
- Bir yere doğru yönelmek
- Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
- Çıkmak, ulaşmak.
- Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak.
- Sürmek, devam etmek
- Yakışmak, yaraşmak.
- Tüketilmek, harcanmak
- Götürülmek, gönderilmek.
 Take one's way. Take one's way.
 Go away. Go away.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
eğrieğri altı alaneğri altındaki alaneğri aşağıeğri av bıçağıeğri ayarıeğri bacaklareğri bacaklıeğri bacaklı kuzueğri bakmakeğreeğrekeğreltieğrelti otlarıeğrelti otuyoldan çevirmekyoldan çıkarakyoldan çıkarmayoldan çıkarmakyoldan çıkmayoldan çıkmakyoldan çıkmışyoldan kalmakyoldan sapmayoldan sapma veya çıkmayoldayolda dikkatli olmayolda kalmışyoldaki çamur cukuruyolyol açan kimseyol açıklığı dilemekyol açınyol açma
