bozulmak üzere ne demek?

  1. (en)On the turn.

on

  1. Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
  2. Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
  3. Dokuzdan bir artık.
  4. Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
  5. (en)-one.
  6. (en)Deca-.
  7. (en)In progress; proceeding; as, a game is on.
  8. (en)In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
  9. (en)With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
  10. (en)Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.

bozulmak

  1. Bozma işine konu olmak
  2. Yiyecek kokmak, yenilemeyecek duruma gelmek, ekşimek.
  3. Dağılmak, bozguna uğramak
  4. Taşıt arızalanmak.
  5. İyi ve değerli niteliğini yitirmek
  6. Bir şeye kızmak, içerlemek
  7. Sağlığını yitirip zayıflamak.
  8. (en)Get out of hand.
  9. (en)Lose face.
  10. (en)Go haywire.

bozulma

  1. Bozulmak işi.
  2. Bir radyo-televizyon yayınının alınışında, yararlı ime binen zararlı bir imin, ses ya da resmi etkilemesi durumu.
  3. Seslendirme ya da yayın dizgesinde, ses dalgasının uğradığı istenmeyen değişikliklerden dolayı, alınan ses ile yayınlanan ses arasındaki her türlü başkalık. TV
  4. Gıda maddelerinin gerek üretim hatası ve gerekse depolama koşullarının uygun olmaması nedeniyle fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal özelliklerinin tüketime engel olacak biçimde değişmesi, degradasyon.
  5. (en)Sound distortion, distortion,.
  6. (en)Scrambling.
  7. (en)Breakdown.
  8. (en)Spoilage, degradation.
  9. (en)Spoilage.
  10. (en)Decomposition.

üzere

  1. Amacıyla
  2. Şartıyla.
  3. Neredeyse
  4. Gibi, bu yolda, bu biçimde.
  5. (en)On the verge of.
  6. (en)About to.
  7. (en)On the brink of.
  8. (en)On the point of.
  9. (en)On condition of.
  10. (en)According to.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

bozulmakbozulmabozulma boşalmasıbozulma bölgesibozulma gerilimibozulma halibozulbozulabilirbozulabilirlikbozulabilmebozulamakbozucubozucu etkenbozucu koşulbozucu mercekbozucu okumaüzereüzeriüzeri kapli filamanüzeri kapli katotüzeri pul pul olanüzenüzen kişiüzen şeyüzengiüzengi demiriüzani
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın