bounding pulse ne demek?

  1. Hacim ve gücü fazla olan nabız

bounding

  1. Sınırlayıcı, sınırlayan, çevreleyen (Geometri)

bound

  1. Zıplamak, sıçramak
  2. Sekmek, sıçrayarak gitmek
  3. Sektirmek, sıçratmak, zıplatmak.
  4. Bağlı, kayıtlı
  5. Ciltli, ciltlenmiş
  6. Mecbur
  7. Hudutlamak, sınırlamak
  8. Kuşatmak
  9. Hudutlannı çizmek
  10. Sıçrayış, fırlayış zıplama, geri tepme

pulse

  1. Atmak, çarpmak
  2. Titreşmek, titremek
  3. Nabız, nabız atması
  4. Çarpıntı
  5. Umumi eğilim
  6. Nabız atmak, çarpmak.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

boundingboundbound bailiffbound bybound by a restrictionbound by an oathbouncebounce passbounce ratebounce upbouncedpulsepulse amplifierpulse bandwidthpulse carrierpulse decaypulse delaypulse height analyzerpulse interleavingpulse position modulationpulse pressurepulspuls oksimetrepuls polarografipulsarpulsasyon
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın