bounding ne demek?

  1. Sınırlayıcı, sınırlayan, çevreleyen (Geometri)

bounding pulse

  1. Hacim ve gücü fazla olan nabız

bound

  1. Zıplamak, sıçramak
  2. Sekmek, sıçrayarak gitmek
  3. Sektirmek, sıçratmak, zıplatmak.
  4. Bağlı, kayıtlı
  5. Ciltli, ciltlenmiş
  6. Mecbur
  7. Hudutlamak, sınırlamak
  8. Kuşatmak
  9. Hudutlannı çizmek
  10. Sıçrayış, fırlayış zıplama, geri tepme

Türetilmiş Kelimeler (bis)

bounding pulseboundbound bailiffbound bybound by a restrictionbound by an oathbouncebounce passbounce ratebounce upbounced
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın