belirgin ne demek?

  1. Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih

    Hüzünlü bakışlarının daha belirgin hâle getirdiği iri, siyah, ceylan gözleriyle ... alımlı da sayılabilirdi.

    E. Bener

    Sesindeki meydan okuyuş öyle belirgin ki ona iyi davrandığıma pişman olacağım neredeyse.

    Ahmet Ümit
  2. Açık bir biçimde

    Kamaranın kapısı daha belirgin tıklatılıyor şimdi.

    Adalet Ağaoğlu
  3. Bariz, mütebariz, ayan.
  4. Bir dilin, yapısal şartlarından ortaya çıkan dil bilimsel değere sahip tüm unsurlar için kullanılır.
  5. (en)Clear.
  6. (en)Manifest.
  7. (en)Distinctive.
  8. (en)Blazing.
  9. (en)Upfront.
  10. (en)Clear-cut.
  11. (en)Distinct.
  12. (en)Evident.
  13. (en)Explicit.
  14. (en)Marked.
  15. (en)Positive.
  16. (en)Prominent.
  17. (en)Pronounced.
  18. (en)Salient.
  19. (en)Sharp-cut.
  20. (en)Thick.

belirgin biçimde

  1. (en)Distinctly.

belirgin bir fark

  1. (en)A marked difference

Türetilmiş Kelimeler (bis)

belirgin biçimdebelirgin bir farkbelirgin hatlıbelirgin ipucu durumubelirgin olmakbelirgin özelliği olmakbelirgin özellikbelirginleşmebelirginleşmekbelirginleşmemekbelirgibelirgebelirbeliren mesajbeliren pencere
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın