bel bağlamak ne demek?

  1. Birisinin kendisine yardımcı olacağına inanmak, güvenmek.

    Ne var ki böyle araçlara biz pek bel bağlayamayız.

    T. Halman
  2. (en)Rely upon, rely on, trust to, place reliance in, place reliance on, bank on, bargain on, base oneself on, build, calculate, go on, look to, reckon on, reckon upon, repose in, rest on.

bel bağlayan

  1. (en)Reliant.

bel bağı

  1. Bel kemeri.
  2. Sığırları yatırmak için iki metre kadar uzunluktaki ipin bel bölgesi, açlık çukurluğu ve karın altından dolaştırılarak sol açlık çukurluğu hizasında uçları çaprazlandırılıp iyice sıkıldıktan sonra düğümlenmesiyle gerçekleştirilen bağ.
  3. (en)Waist tied.

bağlamak

  1. Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak.
  2. Düğümlemek.
  3. Yara ilaç koyup bezle sarmak.
  4. Denk yapmak, paket yapmak.
  5. Oluşmak, tutmak, meydana gelmek
  6. Bir iş veya kimse için ayırmak, tahsis etmek.
  7. Anlaşma yapmak.
  8. Uyulması zorunlu olmak
  9. Ilzâm etmek, borçlandırmak.
  10. (en)Fixate.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

bel bağlayanbel bağıbelbel ağrısıbel airbel alıştırmasıbel atardamarlarıbel belbel bel bakmakbel bellemekbebe ... shybe a bad judge ofbe a bad sailorbe a ball of fortunebağlamakbağlamabağlama açınığıbağlama ağızlığıbağlama barınağıbağlama bileziğibağlambağlam değiştirmesibağlam duyarsızbağlam erkesibağlam kaydıbağlabağlaçbağlaç asıntısıbağlaç deyimibağlaç görevi gören kip
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın