başlı ne demek?

  1. Başı olan

    O zaman kırmızı başlı kibritler vardı ya.

    P. Safa
  2. Yuvarlak, toparlak.
  3. Önemli, esaslı.
  4. Mec. Mağrur, başı yukarıda olan.
  5. (en)Having a head.
  6. (en)Headed.

başlı başına

  1. Başka şeylerden ayrı olarak, kendi başına, tek başına
  2. Başka şeylerden ayrı yalnız kendisi
  3. Müstakilen.
  4. (en)Separate / dependent in itself independently.
  5. (en)By oneself.
  6. (en)On one's own.

başlı gemi

  1. Baş taraftan fazla yük aldığı zaman başı eğik duran gemi için söylenir.
  2. (en)By the head.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

başlı başınabaşlı gemibaşlı göğüsbaşlıbaşınabaşlıcabaşlıca dayanakbaşlıca etkenbaşlıca mahsülbaşlıca öğebaşlıca özelliğibaşlabaşla dengebaşla selamlamabaşla selamlamakbaşladığı yere dönmek
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın