ateş ne demek?

Kökeni: Farsça

  1. Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr.

    Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi.

    Hamdullah Suphi Tanrıöver
  2. Tutuşmuş olan cisim.
  3. Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç.
  4. Patlayıcı silahların atılması.
  5. Vücut ısısı

    Ateşi kırktan aşağıya düşmezdi.

    S. F. Abasıyanık
  6. Öfke, hırs, hınç

    Fırlayıp ayağa kalkmış, bir duvara yaslanarak ateş fışkıran gözlerle onu seyre başlamıştı.

    T. Buğra
  7. Kırmızı, alev renginde olan.
  8. Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı, kızdırma

    Ateşi kırktan aşağıya düşmezdi.

    Sait Faik Abasıyanık
  9. Coşkunluk, coşku

    Nejat Efendi'nin çalışında Peregrini'nin ihtirası, ateşi yoktu.

    Halide Edip Adıvar
  10. Odun vs. gibi maddelerin yanmasından hasıl olan hal. Od, nar.
  11. yanıcı maddelerin yanmasıyla ısı ve ışığın ortaya çıkması
  12. Tehlike, felaket

    Kendinizi ateşe atıyorsunuz.

  13. Od, hararet, kızgınlık.
  14. Büyük üzüntü, acı

    İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu.

    Hüseyin Rahmi Gürpınar
  15. Humma.
  16. Çok hareketli, canlı kız.
  17. (en)Blaze.
  18. (en)Heat.
  19. (en)Fever.
  20. (en)Temperature.
  21. (en)Mettle.
  22. (en)Pyro-.
  23. (en)Ardour.
  24. (en)Flame.
  25. (en)Glow.
  26. (en)Gunfire.
  27. (en)Zeal.
  28. (en)Passion.
  29. (en)Flush.
  30. (en)Pounding.
  31. (en)Fire.
  32. (al)Feu
  33. (al)Feuer
  34. (fr)Feu

ateş açmak

  1. Ateşli silahla mermi atmaya başlamak.
  2. (en)Open fire.

ateş ağızlı alaca levrek

  1. Ateş ağızlı çiklit.
  2. (la)Cichlosoma meeki

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ateş açmakateş ağızlı alaca levrekateş ağızlı çiklitateş alır gibiateş almaateş almakateş almamaateş almamakateş almaya mı geldinateş almazateate awayate breakfastate dinnerate up
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın