ara vermeden devam etmek ne demek?
Follow on.
follow
- Sürdürmek, sonra gelmek
- Dolayı olmak
- Arkasından yetişmeye çalışmak
- Örnek almak
- Sonucu olmak, anlaşılmak, çıkmak
- Takip, izleme
- Dinlemek
- Takip etmek, izlemek
- Mesleğinde çalışmak
- Kovalamak, peşini bırakmamak
ara
- Aralık.
- İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe.
- İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla.
- Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi
- Toplu bulunan nesnelerin veya kimselerin içi
- Bir oyunda, bir filmde dinlenme süresi, antrakt.
- Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları.
- Futbol oyununun kırk beşer dakikalık iki devresi arasında verilen on beş dakikalık dinlenme süresi.
- Sinemalarda gösterim başlarında ya da ortalarında verilenara.
- Takımların oyunarasında aldıkları birer dakikalık dinlenme ve yönelge alma süresi. Bir takım bütün bir oyun süresince ancak dörtara alabilir. Buara dakikaları oyun süresinin dışında kalır.
ara açıklığı
Rift.
devam
- Sürme, sürüp gitme, kesilmeme, bitmeme.
- Bir yere belli bir amaçla, gereken zamanlarda gitme.
- Ek, parça.
- "Kesme, sürdür" anlamında kullanılan bir söz.
- Bir halde bulunma, sürekli olma, daimilik.
Attendance.
Continued existance.
Continuation.
Permanence.
Permanency.