akıtma ne demek?

  1. Akıtmak işi, isale

    Oğlunun o eciş bücüş burnunun dikine gitmeye başladığı günlerde, tüm ilgisini ve sevgisini büyük kızına akıtmaya başlamıştı.

    E. Şafak
  2. Hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke.
  3. Un, süt, yağ, yumurta, şeker veya pekmezle yoğrularak cıvık bir duruma getirilen hamurun kızgın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılan bir çeşit tatlı.
  4. Enli bilezik.
  5. Atlarda burun üzerinde görülen beyaz kıllar.
  6. (en)Stripe.
  7. (en)Drainage.
  8. (en)Discharge.
  9. (en)Fluxation.
  10. (en)Blaze.
  11. (en)Delivery.
  12. (en)Infusion.
  13. (en)Conduction.
  14. (en)Shedding.
  15. (en)Outpouring.
  16. (en)Emptying.

akıtmak

  1. Damlatmak
  2. Esirgemeden bol bol vermek
  3. Küçük abdestini kaçırmak
  4. Akmasını sağlamak, akmasına yol açmak, dökmek.
  5. (en)Pour.
  6. (en)Shed.
  7. (en)Drain.
  8. (en)Weep.
  9. (en)Disembogue.
  10. (en)Drain away.

akıtma kayışı

  1. At başlığında, iki kulak arasından geçen kayış. (*Yalvaç -Isparta; *Bor -Niğde)

akıtmak

  1. Damlatmak
  2. Esirgemeden bol bol vermek
  3. Küçük abdestini kaçırmak
  4. Akmasını sağlamak, akmasına yol açmak, dökmek.
  5. (en)Pour.
  6. (en)Shed.
  7. (en)Drain.
  8. (en)Weep.
  9. (en)Disembogue.
  10. (en)Drain away.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

akıtma kayışıakıtmakakıtmalıakıtmalıkakıtmamakakıtmatorakıta akıtaakıtaçakıtanakıtıcıakıtılanakıakı ak karası karaakı ile çıkmakakı karası geçitte belli olurakı yoğunluğu
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın