açık büfe akşam yemeği ne demek?

  1. (en)Buffet dinner.

buffet

  1. Hırpalamak
  2. Sarsmak, boğuşmak
  3. Mücadele ile ilerlemek
  4. Büfe
  5. Tokatlamak, yumruk atmak
  6. Tokat, yumruk
  7. Şok tesiri yapan ani bir olay
  8. Karşı gelmek, mücadele etmek
  9. El ve yumruk darbeleriyle karşı koymak
  10. Örselemek

açık

  1. Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı
  2. Engelsiz.
  3. Örtüsüz, çıplak.
  4. Boş.
  5. Görevlisi olmayan, boş (iş, görev), münhal.
  6. Aralığı çok.
  7. Çalışır durumda olan
  8. Kolay anlaşılır, vazıh
  9. Hiçbir perdeye basılmaksızın tellerin açık bırakıldığı veya tüm tellerin herhangi bir perdeden tek parmakla kapatıldığı durumlarda bile sık kullanılan akorların elde edilebildiği akortlama biçimi.
  10. Gelirin gideri karşılamaması durumu.

açık açık

  1. Saklamaksızın.
  2. Bütün ayrıntılarıyla.
  3. İçtenlikle.
  4. Samimi olarak.
  5. (en)Clearly, outspokenly, openly, without mincing matters, in round terms, bluntly, warts and all.

büfe

  1. Evlerde içine yemek takımlarının konduğu dolap.
  2. Toplantılarda yiyecek ve içeceklerin konulduğu masa
  3. Yiyecek, içecek, gazete, dergi vb.nin satıldığı küçük dükkân
  4. Fr. İçinde sofra takımı konulan dolap. Yemek dolabı.
  5. (en)Coffee shop.
  6. (en)Buffet.
  7. (en)Sideboard.
  8. (en)Cupboard.
  9. (en)Lunch counter.
  10. (en)Soda fountain.

akşam

  1. Güneşin batmasına yakın zamandan gecenin başlamasına kadar olan vakit, akşam vakti, akşamleyin.
  2. Gece
  3. Akşam ezanı.
  4. Akşam namazı.
  5. Gündüzün son ve gecenin ilk saatleri.
  6. Gün batması ile tam karanlık olması arasındaki zaman.
  7. (en)Vespertine.
  8. (en)Evening.
  9. (en)Night.
  10. (en)Dark.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

açıkaçık açıkaçık açık söylemekaçık açınıkaçık adaçık adresaçık ağılaçık ağız aç kalmazaçık ağızlıaçık aktarımaçıaçı karşı açıaçı çekimiaçı fonksiyonuaçı freze bıçağıbüfebüfe arkalığıbüfe içiminde verilen hafif yemekbüfecibüfecilikbüakbüber şerbetibübübücbücal
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın