ısıtmak ne demek?

  1. Sıcak duruma getirmek

    Bak buraya, dedim, mangalda çay var, istersen ısıtır, içersin.

    M. Ş. Esendal
  2. Çekici, olumlu, hoş bir duruma getirmek

    Orada kapkaranlık, soğuk geceleri ısıtan bir aydınlık vardı.

    S. F. Abasıyanık
  3. (en)Warm.
  4. (en)Warm up.
  5. (en)Heat.
  6. (en)Heat up.
  7. (en)Hot up.
  8. (en)Fire.
  9. (en)Toast.
  10. (en)Give a warm.
  11. (en)To heat.
  12. (en)To warm.
  13. (en)To warm up.

sıcak

  1. Sıcak yer
  2. Yakmayacak derecede ısısı olan, yakmayacak kadar ısı veren, soğuk karşıtı
  3. Isısı yüksek olan, çok ısınmış
  4. Havadaki yüksek ısı
  5. Yer
  6. Hamam.
  7. Dostça olan, sevgi dolu.
  8. sıcakkanlı, cana yakın
  9. Yüksek düzeyli radyoaktiflik.
  10. (en)Warm.

ısıtma

  1. Isıtma işi, teshin.
  2. Sıtma.
  3. Bk. sıtma.
  4. Bir ısıl işlemi gerçekleştirmek için, gerekli sıcaklığı sağlama ve işlem sonuna dek tutma.
  5. (en)Warming.
  6. (en)Calefaction.
  7. (en)Heat.
  8. (en)Warmup.
  9. (en)Malaria.
  10. (en)Heating.

ısıtma aracı

  1. Yüksek sıcaklıklardaki yenime dirençli alaşımlardan yapılmış ve fırınları ısıtmada kullanılan metal parça.
  2. (en)Heating element.
  3. (fr)Élément de chauffage

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ısıtmaısıtma aracıısıtma ateşliğiısıtma ateşliği direnç teliısıtma bölgesiısıtısıtanısıtaşıyıcıısıtıcıısıtıcı bataryaısıısı aktarımıısı alıcı organısı almazısı artışı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın