çarpmak ne demek?

  1. Hızla değmek, vurmak

    Ahmet şaşkınlığından bir kestane yığınına çarptı, canı acıyordu.

    S. F. Abasıyanık
  2. Etkisiyle birdenbire hasta etmek.
  3. Varlığına inanılan bir gücün öfkesine uğramak
  4. El çabukluğu ile çalmak, dolandırarak elde etmek

    Köprüden denizi seyredenlerin cüzdanını hep çarparlar.

    B. Felek
  5. Kurnazlıkla, zorla ele geçirmek

    İhtiyarın üç aylıkları aldığı günler çıkagelir, allem edip kallem edip zavallının yarı maaşını çarpar kaçar.

    H. Taner
  6. Kalp, hızlı hızlı vurmak.
  7. Biri çarpılan, öbürü çarpan denilen iki sayı verildiğinde çarpanı çarpılandaki birim kadar çoğaltarak çarpım adı verilen bir üçüncü sayıyı elde etmek, darp etmek.
  8. Çekiciliğiyle etkilemek, şaşırtmak

    Güzel halk türkülerinde beni çarpan şey bunların hepsinin arkasında bir vaka, bir macera, nihayet bir insan bulunmasıdır.

    B. R. Eyuboğlu
  9. Karşı oyuncuya, iki ayağı yerden kesmeden, gövdenin bütün ağırlığı ile yüklenmek.
  10. (en)Plunk.
  11. (en)Strike.
  12. (en)Bang.
  13. (en)Knock.
  14. (en)Bump.
  15. (en)Slam.
  16. (en)Crash.
  17. (en)Bump into.
  18. (en)Smash.
  19. (en)Clash.
  20. (en)Lash.
  21. (en)Bang into.
  22. (en)Collide.
  23. (en)Crash into.
  24. (en)Run against.
  25. (en)Pulse.
  26. (en)Pulsate.
  27. (en)Barge.
  28. (en)Bash.
  29. (en)Cannon.
  30. (en)Clap.
  31. (en)Dash.
  32. (en)Greet.
  33. (en)Hurtle.
  34. (en)Impinge.
  35. (en)Kayo.
  36. (en)Knock out.
  37. (en)Knock over.
  38. (en)Mulct.
  39. (en)Crack.
  40. (en)Flap.
  41. (en)Pound.
  42. (en)To bump.
  43. (en)To hit.
  44. (en)To dash against.
  45. (en)To run into.
  46. (en)To collide with.
  47. (en)To strike.
  48. (en)To smite.
  49. (en)To paralize.
  50. (en)To affect violently.
  51. (en)To slam.
  52. (en)To beat.
  53. (en)To throb.
  54. (en)To multiply.
  55. (en)To come into collision.
  56. (en)Hit, charge with the body.
  57. (en)Foul.
  58. (en)Throb.
  59. (en)Multiply.

hızla

  1. Çabucak.
  2. (en)Fast.
  3. (en)Quick.
  4. (en)Quickly.
  5. (en)Like a streak of lightning.
  6. (en)Speedily.
  7. (en)At a good clip.
  8. (en)Apace.
  9. (en)Double-quick.
  10. (en)By leaps.

çarpma

  1. Kuyu çengeli biçiminde beş kollu büyük olta iğnesi.
  2. Dört işlemden biri, çarpmak işlemi, darp.
  3. Alaturka müzikte temel notaların arasına sıkıştırılmış ve usulü bozmayan, tek perdelik küçük fazlalık.
  4. Çarpmak işi
  5. Duruşu değiştirmeden sıçrama ve iki ayağı birbirine çarptırma.
  6. (en)Clashing.
  7. (en)Stolen.
  8. (en)Battu.
  9. (en)Jolt.
  10. (en)Beat.

çarpma düşme testi

  1. Silahın şarjörüne azami kapasitenin iki eksiği kadar fişek yerleştirilip en üste mermi çekirdeği ve içerisindeki barutu alınmış iki adet kapsülü sağlam kovan yerleştirildikten sonra; şarjörün silaha takıldığı, silah emniyete alınmadan horozu kurulu olarak namlu, horoz ve kabza alt arka köşesi üzerine, 1.5 m. yükseklikte beton zemin üzerine konan 5 cm kalınlığında çelik plaka üzerine ve yere dik gelecek şekilde altı kez düşürülmesi ve her düşüş sonrasında fişek yatağındaki kapsül kontrol edilerek patlayıp patlamadığı, darbe izi olup olmadığı, parçalarda çatlama ve kırılmanın olup olmadığının kontrol edildiği test.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

çarpmaçarpma düşme testiçarpma dalgasıçarpma efektiçarpma etkili türbinçarpçarpaçarpacakçarpak kıyıçarpalaçarçar erkan ı cuvanıçar naçarçar u yekçar yanlısı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın