çağı geçmek ne demek?
- Yaşlanmak
yaşlanmak
- Yaşı ilerlemek, ihtiyarlamak
Get old.
Grow old.
Be getting on in years.
Fatten.
To grow old.
To tear.
To age.
çağıl
- Çağlayan suyun sesin.
- Çağ ile ilgili.
- Çakıl taşı.
- Çağla.
çağıl çağıl
- Çağıldayarak
Zarf.
geçmek
- Bir yerden başka bir yere gitmek
- Bir yandan girip diğer yandan çıkmak.
- Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek.
- Bir duruma uğramak, konu olmak.
- Bırakmak, vazgeçmek.
- Yaşamak.
- Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak
- Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek
- Bk. göstermek
Pass into.