geçmek ne demek?

  1. Bir yerden başka bir yere gitmek

    Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim.

    T. Buğra
  2. Bir yandan girip diğer yandan çıkmak.
  3. Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek.
  4. Bir duruma uğramak, konu olmak.

    Limanlarımızda kabotaj hakkı tamamıyla Türklere geçmiştir.

    E. İ. Benice
  5. Bırakmak, vazgeçmek.
  6. Yaşamak.
  7. Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak

    Hakkın var... Ne çare ki bizden geçti, diye söyleniyor.

    R. N. Güntekin
  8. Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek

    Bu odanın içinde geçen aşk anları artık çok uzaklardaydı.

    A. İlhan
  9. Bk. göstermek
  10. (en)Pass into.
  11. (en)Adjourn.
  12. (en)Track.
  13. (en)Transmigrate.
  14. (en)Ride.
  15. (en)Pass.
  16. (en)Pass beyond.
  17. (en)Pass by.
  18. (en)Pass away.
  19. (en)Go by.
  20. (en)Expire.
  21. (en)Exceed.
  22. (en)Elapse.
  23. (en)Cross.
  24. (en)Surpass.
  25. (en)Leave behind.
  26. (en)Outrun.
  27. (en)Outdistance.
  28. (en)Beat.
  29. (en)Better.
  30. (en)Best.
  31. (en)Outgrow.
  32. (en)Fit in.
  33. (en)Clear.
  34. (en)Be over.
  35. (en)Be valid.
  36. (en)Be current.
  37. (en)Be transmitted.
  38. (en)Abate.
  39. (en)Catch.
  40. (en)Change to.
  41. (en)Come.
  42. (en)Convert.
  43. (en)Eclipse.
  44. (en)Excel.
  45. (en)Intervene.
  46. (en)Omit.
  47. (en)Outdo.
  48. (en)Outstrip.
  49. (en)Skip.
  50. (en)Transcend.
  51. (en)Wade.
  52. (en)Migrate.
  53. (en)To pass.
  54. (en)To pass over.
  55. (en)To cross.
  56. (en)To traverse.
  57. (en)To go through.
  58. (en)To pass by.
  59. (en)To go over.
  60. (en)To cross over.
  61. (en)To outgo.
  62. (en)To surpass.
  63. (en)To percolate.
  64. (en)To skip.
  65. (en)To shunt.
  66. (en)To overreach.
  67. (en)To transfer.
  68. (en)To permeate.
  69. (en)To mesh.
  70. (en)To blow.
  71. (en)To adapt.
  72. (en)To outstrip.

göstermek

  1. Bir şeyin etkisi altında tutulmak.
  2. Kanıtla inandırmak.
  3. Öğretmek, açıklamak.
  4. Yapmasını söylemek, görevlendirmek.
  5. Güzelliğini ortaya çıkarmak, temsil etmek
  6. Görülmesini sağlamak, görmesine yol açmak.
  7. Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek.
  8. Belirtmek, anlatmak.
  9. Bir filmi gösterici yardımıyla görüntülük üzerine yansıtarak izlenmesini sağlamak; gösterimi gerçekleştirmek.
  10. (en)To point.

geçmek bilmemek

  1. (en)Drag, wear away, drag behind, linger, wear on.

geçmek doldurmak

  1. (en)Turn

Türetilmiş Kelimeler (bis)

geçmek bilmemekgeçmek doldurmakgeçmegeçme ile tutturmakgeçme imigeçme karalığıgeçme kaynakgeçgeç anlamageç anlamakgeç anlayangeç anlayan kimse
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın