yoldaş ne demek?
- Yol arkadaşı.
- Arkadaş, dost
Bizim kadın kimsesizdir, bir can yoldaşı yok.
M. Ş. Esendal - Ortak bir görüşü benimseyenlerden her biri.
- Bir çiftyıldızın kütle bakımından küçük olan bileşeni.
- Arkadaş, dost; yol arkadaşı.
Comrade.
Consort.
Fellow.
Fellow traveller.
Companion.
Compagnon
yol
- Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik.
- Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer
- Genellikle yerleşim alanlarını bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi
- İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer.
- Gidiş çabukluğu, hız.
- Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi
- Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik.
- Yolculuk.
- Kolcuğun veya anahtarın konumlarından her biri.
- Elektronlar, iyonlar veya moleküller gibi taneciklerin hareket ettiği iz, patika.
yoldaş gemi
Consort
yoldaşça
- Yoldaşa yakışır biçimde, arkadaşça, dostça.