yüz tutmak ne demek?

  1. 1) bir şey, olmak üzere bulunmak: “Duvarları sıvasız, kepenkleri boyanmadan bırakıldığı için çürümeye yüz tutmuş evde Hatice nine oturuyordu.” -N. Cumalı. 2) giderek biçim ve renk değiştirmek: “Hepimiz gölgelenmeye yüz tutan ateşe gözlerimizi dikmiştik.” -S. F. Abasıyanık.
  2. (en)Tend.

yüz tutma

  1. (en)Tendency.

yüz takınmak

  1. Yüze verilen biçimle bir duyguyu belirtmek.

tutmak

  1. Elde bulundurmak, ele almak
  2. Ele geçirmek, yakalamak
  3. Avlamak
  4. Yanında bulundurmak, alıkoymak.
  5. Hürriyetinden yoksun bırakıp bir yere kapamak, tevkif etmek
  6. Kaplamak
  7. Kırağı, çiğ veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak
  8. Denetimi ve yetkisi altına almak.
  9. (en)Hold up.
  10. (en)Get hold of.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

yüz tutmayüz takınmakyüz tarafıyüz toplardamarıyüz tornacısıyüzyüz açısıyüz akarıyüz akıyüz aklığıyüz aklığı göstermekyüz asagi pozisyonyüz atardamarıyüz ayrıntılarıyüz bakımıyübusetyübuset fürceleriyüceyüce amaçyüce divantutmaktutmatutma akımıtutma aletitutma anodututma deneyituttut kelin perçemindentut tuttutacaktutaç
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın