uçak gövdesindeki fırlatma düzeneği ne demek?
Catapult.
uçak
- Kanatlarının altına havanın yaptığı basınç yardımıyla yükselip ilerleyebilen motorlu hava taşıtı, tayyare.
Aero.
Aeroplane.
Airplane.
Plane.
Aircraft.
Airship.
Craft.
Kite.
Airbus.
uçak alanı
- Alan.
fırlatma
- Fırlatma işi.
- Işi.
- Kol ve bacağın vücudun orta çizgisinden türlü yönlere, son eklemine kadar hızla ve gergin olarak uzaklaştırılması.
- Yanardağların etkinlikleri sırasında gazların basıncı ile katı ya da yarı erimiş özdekleri havaya savurmaları.
Projection.
Ejeted material.
Straddeling.
Fling.
Pitch.
Throw.