tutturmak ne demek?

  1. Tutmasını sağlamak.
  2. Bir işe başlayıp sürdürmek, bir şeyi yapmakta olmak
  3. Aklına koyup direnmek, ısrar etmek

    Sakal diye tutturmuş, başka laf dinlemiyor.

    M. Ş. Esendal
  4. Çivi, toplu iğne, çengelli iğne vb. ile iliştirmek, bağlamak.
  5. Hedefe vardırmak, değdirmek, isabet ettirmek

    Taşı fırlattı ama tutturamadı.

    Halikarnas Balıkçısı
  6. Takip etmek

    Geldiği yolu tutturup gene tek başına mahalle kahvesinin kapısı önüne kadar geldi.

    M. Ş. Esendal
  7. (en)Be hung up on.
  8. (en)Insist.
  9. (en)Attach.
  10. (en)Fasten.
  11. (en)Seam together.
  12. (en)Clasp.
  13. (en)Bind.
  14. (en)Bond.
  15. (en)Braid.
  16. (en)Clip.
  17. (en)Hasp.
  18. (en)Infix.
  19. (en)Latch.
  20. (en)Rub in.
  21. (en)Stereotype.
  22. (en)Stick.
  23. (en)Stick together.
  24. (en)Tack.
  25. (en)Tack together.
  26. (en)Affix.
  27. (en)Engage.
  28. (en)Hold.
  29. (en)Importune.
  30. (en)To keep bothering.
  31. (en)To insist.
  32. (en)To be preoccupied by.
  33. (en)Be obsessed with.
  34. (en)To cause to hold.
  35. (en)To attach.
  36. (en)To fasten.
  37. (en)To pin.
  38. (en)To clip.
  39. (en)To assert.
  40. (en)To nag.
  41. (en)To have sb hold sth.
  42. (en)To let sb hold sth.
  43. (en)To tack.
  44. (en)To nail sth together with.
  45. (en)To saw sth together with.
  46. (en)To glue sth together.
  47. (en)To maintain.
  48. (en)To keep sth going.
  49. (en)To assert sth obstinately.
  50. (en)To get sth into one's head and go on about it insistently.

tutturma

  1. Tutturmak işi.
  2. (en)Fastening.

tutturma çubuğu

  1. Canlandırma masasında saydam yaprakların tam çakışmasın sağlayacak biçimde yerleştirilmesinde kullanılan ve üzerinde ölçün dişler bulunan çubuk.
  2. (en)Peg bar.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tutturmatutturma çubuğututturmalıktutturmamaktutturtutturabildiğinetutturaçtutturgaçtuttuğu dal elinde kalmaktuttuğunu koparmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın