to glow glance ne demek?

  1. Parlamak

parlamak

  1. Güçlü bir ışık çıkarmak, ışık saçmak
  2. Bir ışık kaynağından gelen ışınları yansıtmak.
  3. Tutuşup alev çıkarmak
  4. Mevkisi yükselmek
  5. Ün, san kazanmak, herkesçe tanınmak.
  6. Birdenbire öfkelenmek
  7. Ortaya çıkmak
  8. (en)Beam.
  9. (en)Blaze.
  10. (en)Brighten.

to glow

  1. Akkorlaşmak

to

  1. -e
  2. -e doğru, yönüne doğru, tarafına
  3. Ile
  4. -e kadar, -e değin, derecesine kadar
  5. -e dair
  6. -e nazaran, -e nispetle
  7. -e göre
  8. Hakkında, için
  9. Mak, mek (mastar edatı).
  10. -e dogru

glow

  1. Korlaşmak, kızıllaşmak
  2. Coşmak, yanmak
  3. Parlamak
  4. Kor haline gelmek
  5. Kızarmak, kıpkırmızı olmak
  6. Isıdan kızarmak veya beyazlaşmak
  7. Sıcak olmak, hararetli o!mak
  8. Kızarmak, kırmızılaşmak
  9. Şevke gelmek, alevlenmek
  10. Parlaklık, kızartı

glance

  1. Parıldamak
  2. Göz atmak, göz gezdirmek
  3. İma etmek
  4. Sıyırıp geçmek
  5. Bakış, nazar
  6. İma
  7. Sıyırıp geçiş.
  8. Birkaç çeşit parlak ve kükürtlü mineral.
  9. Bakıvermek

Türetilmiş Kelimeler (bis)

to glowtoto a callto a certain degreeto a conversationto a crumbto a dayto a degreeto a distanceto a faultto a great extenttt 1t 3T antijenleriT bağımlı antijenglowglow dischargeglow indicator tubeglow lampglow toglow wormglowergloweringglowflyglowinggloaminggloatgloat overgloatergloating
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın