tekasüf etmek ne demek?
- Toplanmak.
- Yoğunlaşmak
Öyle zamanları oluyor ki ateşi gözlerinde tekâsüf eden bir neşe volkanı kesiliyor.
A. Gündüz
tekasüf
- Bir araya gelme, toplanma, sıkışma.
- Bir araya gelme, toplanma, sıkışma.
- Yoğun duruma gelme, yoğunlaşma.
- Bk. derişme
- Bk. yoğunlaşma
- Kesifleşme. Yoğunlaşma. Sıklaşma. (Osmanlıca'da yazılışı: tekâsüf)
tekasül
- Üşenme, gevşeklik, tembellik.
- Osmanlıca'da yazılışı: tekâsül.
- Üşengeçlik.
- İhtimamsız davranmak.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.