tefriş etmek ne demek?
- Döşemek.
İçerisini gene kendi paramla tefriş ettim.
Y. K. Karaosmanoğlu
tefriş
- Döşeme işi.
- Bir yeri gerekli eşya ile döşeme.
- Döşeme. Yayma. Yayıp döşeme.
Spreading out over.
Paving.
Covering.
Furnishing.
Providing with furnishing.
tefrişat
- Döşeme işleri.
- Döşemenin gerektirdiği bütün parçalar veya eşyanın tümü
Furnishings.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.