tefevvuk etmek ne demek?
- Üstün gelmek, bastırmak.
üstün
- Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan
- Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik
- Arap harfli metinlerde bir ünsüzün a, e seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, fetha.
Ascendant.
Ascendent.
Choice.
Distingue.
Excellent.
Extra.
Golden.
tefevvuk
- Üstünlük, üstün gelme.
- Üstünlük. Faik ve daha büyük olma. Üstün gelme.
tefevvüh
- (C.: Tefevvühat) (Fevh. den) Söyleme, ağza alma.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.