tam yerine oturmak ne demek?
Click into place.
click
- Kanı kaynamak
- Mandallamak
- Anlamak, jetonu düşmek
- Tıkırdatmak, tıkırdamak
- Çıt!, tık!
- Cıt, sert ve kesik ses, çıtırtı, tıkırtı
- Çıt etmek
- Kastanyola
- Çıtırdamak
- Tıkırdamak
tam yerine denk gelmek
Fall.
tam
- Eksiksiz, kesintisiz
- Bütün, tüm.
- Zaman ve yer için anlamı kesinleştirir
- Uygun olarak, tıpkı, aynı.
- Sırasında, anında
- Gerçek, ehliyetli, yetkin, kusursuz
- Amerikan doları.
- Bk. belgin
- Yeme. Tad. Lezzet. Zevk. (Osmanlıca'da yazılışı: ta'm)
Unqualified.
yerine
- Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak üzere
- Başkasının adına
Instead.
Instead of.
In lieu.
In lieu of.
In place of.
Vice.
In sb's/sth's stead.
In lie.
oturmak
- Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek
- Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak
- Uygun gelmek, ölçüleri tam olmak
- Bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek
- Hiçbir iş yapmadan boş vakit geçirmek, boş durmak.
- Toprak veya yapı çökmek, aşağı inmek.
- Biriyle beraber yaşamak
- Bir işi yapmakta olmak, bir işe başlamak üzere olmak
Sit down.
Be seated.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
tam yerine denk gelmektamtam açıtam adtam adamıtam adamına çatmaktam adamını bulmaktam adı denetletam agonisttam ağ yolutam akciğer sesitata 25ta başındanta be kıyametta bekeyyerineyerine bakmakyerine başka bir şey koyarak iptal etmeyerine çalışan kimseyerine çalışmakyerine düşmeyen gelin yerine yerine, boyuna düşmeyen esvap sürüne sürüne eskiryerine geçenyerine geçen kimseyerine geçen nesneyerine geçilebiliryerin derinliklerinde kayalaşmışyerin dibiyerin dibine batmakyerin dibine sokmayerin dibine sokmak