talkbooth ne demek?

1. Kulübe

kulübe

1. Bir yeri beklemekle görevli kimsenin içinde bulunduğu küçük barınak.
2. Hayvanlar için yapılmış barınak.
3. Alçak gönüllülük göstermek amacıyla "ev" anlamında kullanılan bir söz.
4. Kerpiç, saman veya ağaçtan yapılmış küçük, basit, ilkel ev
5. Hovel.
6. Booth.
7. Cabin.
8. Cote.
9. Cottage.
10. Crib.

talkbox

1. Yükselteçten çıkan sesi bir hortum yardımıyla yoğunlaşmış şekilde gitar veya org çalan kişinin ağzına ulaştıran ve ağız hareketlerine bağlı olarak insan sesine benzer bir karakter kazanması sonrasında mikrofon yoluyla hoparlöre iletilmesine dayalı efekt ve bunu sağlayan cihaz.

talk

1. Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, hidratlı doğal magnezyum.
2. Formülü 3MgO.SiO2.H2O olan, pudra, hapların dolgu maddesi ve süzgeç olarak kullanılan çok ince toz halindeki magnezyum metasilikat.
3. Doğum ağrısı.
4. Talc; talcum.
5. Subject of discourse; as, his achievment is the talk of the town.
6. Talc.
7. The act of giving a talk to an audience; 'I attended an interesting talk on local history' an exchange of ideas via conversation; 'let's have more work and less talk around here' discussion; 'his poetry contains much talk about love and anger' idle gossip or rumor; 'there has been talk about you lately' express in speech; 'She talks a lot of nonsense'; 'This depressed patient does not verbalize' exchange thoughts; talk with; 'We often talk business'; 'Actions talk louder than words'.
8. Talcum.
9. An exchange of ideas via conversation; 'let's have more work and less talk around here'.
10. Discussion; 'his poetry contains much talk about love and anger'.

Türetilmiş Kelimeler (bis)