take your time ne demek?

  1. Acele etmeyin.

acele

  1. Çabuk, çabukluk
  2. Çabuk davranma gerekliliği
  3. Hızlı yapılan, tez, ivedi
  4. Vakit geçirmeden, tez olarak
  5. Çabuk davranma, ivecenlik.
  6. Bir işi çabuk yapmaya ve çabuk bitirmeye çalışma, ivedilik.
  7. (en)Hasty.
  8. (en)Urgent.
  9. (en)Hurried.
  10. (en)Hurry-up.

take your pick

  1. Istediğini al, seç bakalım
  2. Istediğini al!, seç bakalım!

take

  1. Çekmek (fotoğraf)
  2. Ele geçirmek, elde etmek
  3. Katlanmak, dayanmak, tahammül etmek
  4. (iş/yolculuk) (belirli bir zaman) sürmek
  5. Istemek, gerekmek
  6. Almak, içine sığmak
  7. Almak, kabul etmek
  8. (bir yemeğe) (tat verebilecek bir madde) koymak/katmak/ekmek/sıkmak; kullanmak
  9. Çekim. (para olarak) hasılat
  10. Almak

your

  1. Senin
  2. Sizin

time

  1. Kez, defa.
  2. Zamanlamak; (belirli bir zamana) denk getirmek, rastlatmak, (belirli bir zamana göre) ayarlamak, planlamak.
  3. Vakit, zaman
  4. Ayarlamak, kurmak, zamanlama yapmak, saat tutmak, süre tutmak, temposunu belirlemek, tempo tutmak
  5. Saat tutmak
  6. Ayarlamak
  7. Uydurmak
  8. Tempo tutmak.
  9. Süre, müddet
  10. Devir, devre

Türetilmiş Kelimeler (bis)

take your picktaketake a backtake a back seattake a bad turntake a bashingtake a bathtake a bearingtake a beatingtake a bite of s.t.take a breaktaktak çevirtak ı zafertak polimeraztak takyouryour baggage claim tag pleaseYour comment is awaiting moderationyour customs declarationyour customs declaration pleaseyour dishesyour excellencyyour guess is as good as mine.your honoryour honouryouyou allyou and meyou are a beautyyou are bothering me
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın