sound ne demek?

  1. Ses, seda, avaz
  2. İma, anlam, mesaj
  3. Gürültü, şamata
  4. Ses erimi
  5. Ses çıkarmak, ses vermek
  6. Yüksek sesle ilân etmek
  7. Ses çıkarttırmak, çalmak, öttürmek

    Sound your horn: Kornayı çal!

    The wake-up bell sounded at six: Uyandırma zili saat altıda çaldı.

  8. Araştırmak, sondayla bakmak, sonda ile yoklamak
  9. Gibi gelmek.

    That sounds good to me. Bana iyi gibi geliyor.

  10. Gibi görünmek
  11. Çalınmak, ötmek
  12. Açıkça övmek, herkesin içinde methetmek
  13. Sağlam, kusursuz
  14. Sıhhatli, salim, esen
  15. Emin, emniyetli
  16. Doğru, sahih, güvenilir.
  17. İyi, tam
  18. Mükemmel
  19. Derin (uyku)
  20. Geçerli, kanuni, sağlam
  21. Derin derin
  22. Geniş boğaz
  23. Solungaç.
  24. İskandil etmek, derinliğini yoklamak, (suyun) derinliğini ölçmek.
  25. Bir kimsenin fikrini anlamaya çalışmak

sound a cow makes

  1. Möö

sound absorbant material

  1. Selen emici gereç

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sound a cow makessound absorbant materialsound absorbentsound absorbersound absorptionsound absorption coefficientsound and furysound asleepsound backingsound barriersousoubresantsoubrettesoubriquetsouchong
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın