serencam ne demek?
- Bir işin, bir olayın sonu, akıbet
Olsun deminiz, olmasın gamınız, hayra dönsün serencamınız.
Y. Kemal - Başa gelen bir durum veya olay.
- Başa gelen, baştan geçen ibretli hadise.
Bir kısmını Anadoluhisarı’nda bırakan aile kim bilir daha ne serencam geçirecekti.
B. Felek
seren
- Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder.
- Konut kapılarında menteşe ve kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın parça.
- Bir kadın adı.
- Bk. seren
- Taneli mısır koçanlarının kurutulmasında kullanılan, kafese benzeyen havadar çardak.
- Yelkenli gemilerde dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder.
- Orun, makam.
- Uzun, kalın ve silindir şekilli çam kerestesi.
Serums.
Boom.
seren direği
Pole