savuşturmak ne demek?
- Geçiştirmek, atlatmak
Büyük bir felaketten henüz çıkmış bu adamda küçük bir sokak kavgası veya hafif bir araba kazasını savuşturmuş da şimdi üstünü başını düzeltmeye koyulmuş bir kimse hâli vardı.
Y. K. Karaosmanoğlu Parry.
To cause to go away.
To avoid.
To escape.
To parry.
To get rid of.
To shake.
To ward off.
To deflect.
Weather.
savuşturma
- Savuşturmak işi.
Parry.
savuşturmamak
(neg. form of savuşturmak) get rid of, avoid, ward off, beat off, evade, fend off, parry, turn off.