sarma ne demek?
- Saran, içine alan şey, zarf.
- Çevirme.
- Lahana, pazı ve üzüm yaprağının hazırlanan içle sarılmasıyla yapılan etli veya zeytinyağlı yemek.
- Bir ayakta alınan paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk.
- Sarılarak yapılan.
- Sarmak işi.
- Erkek dansçının kadın dansçıyı kollarıylasarması.
- Bir filmi ya da bir mıknatıslı kuşağı bir makaradan, bir göbekten öbür makaraya, göbeğe aktarma.
- Susuz sahra. Suyu olmayan çöl.
Winding.
Wrapping.
Envelopment.
Packing.
Twine.
Infestation.
Involvement.
Stuffed dish.
Surrounding.
Joint.
Reefer.
Winding, spooling.
Encapsulation.
Bandaging.
Enveloping.
Embracing.
Coiling up.
Twining around.
Hot dish made of grape or cabbage leaves stuffed with meat and rice.
Wrestling maneuver.
An embossed motif.
Design.
Involution.
Wicklung
Enveloppement
Enroulement, bobinage, embobinage
sarma çubuğu
Roller.
sarma kafiye
- Bir dörtlüğün birinci ile dördüncü, ikinci ile üçüncü dizelerinin uyaklı olması (a b b a).