sardırmak ne demek?
- Sarma işini yaptırmak.
- Sürekli olarak bir konuyu düşünmek.
To have sb wind or wrap around to twine around sth.
sarma
- Saran, içine alan şey, zarf.
- Çevirme.
- Lahana, pazı ve üzüm yaprağının hazırlanan içle sarılmasıyla yapılan etli veya zeytinyağlı yemek.
- Bir ayakta alınan paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk.
- Sarılarak yapılan.
- Sarmak işi.
- Erkek dansçının kadın dansçıyı kollarıylasarması.
- Bir filmi ya da bir mıknatıslı kuşağı bir makaradan, bir göbekten öbür makaraya, göbeğe aktarma.
- Susuz sahra. Suyu olmayan çöl.
Winding.
sardırma
- Sardırmak işi.
sard
- Nüfuz etmek, sözü geçer olmak.
- Koyu kırmızı renkte bir cins kuvars.