sağduyu ne demek?

  1. Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği, aklıselim, hissiselim

    Bu halk çocuğunun, sağduyusu, temiz bir yüreği, yiğitliği ve hepsiyle beraber saflığı vardır.

    F. R. Atay
  2. Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü.
  3. (Descartes'da) Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü. Usla eşanlamlı.
  4. (Günümüzde) Günlük yaşamda iyi yargılama gücü. (Verdiği yargılardan her zaman doğruluk beklenemez.)
  5. (en)Foresight.
  6. (en)Forethought.
  7. (en)Reason.
  8. (en)Sense.
  9. (en)Farsightedness.
  10. (en)Horse sense.
  11. (en)Judgement.
  12. (en)Lucidity.
  13. (en)Lucidness.
  14. (en)Mother wit.
  15. (en)Nous.
  16. (en)Prudence.
  17. (en)Common sense.
  18. (en)Good sense.
  19. (en)Discretion.
  20. (en)Gumption.
  21. (en)Prevision.
  22. (en)Savvy.
  23. (en)Good sense, common sense.
  24. (fr)Bon sens

sağduyulu

  1. Sağduyusu olan.
  2. (en)Commonsensical.
  3. (en)Businesslike.
  4. (en)Discreet.
  5. (en)Having common sense.
  6. (en)Sb who has common sense.
  7. (en)Responsible.
  8. (en)Right minded.

sağduyulu kimse

  1. (en)Man of sense.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sağduyulusağduyulu kimsesağduyulu olmasağduyusalsağduyusunu etkilemeksağduyusuzsağdasağda olansağdaçsağdakisağdansağsağ açıksağ akçesağ arkasağ arka tekerlek
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın