sımsıkı oturmuş ne demek?
Tight fit.
tight
- Kısa ve özlü
- Kasılmış, sızdırmaz
- Sıkı, gergin
- Akmaz, sızmaz, su geçmez
- Dar
- Sıkışık
- Dili eli sıkı, cimri
- Dili müşkül, zor
- Zorluk çeken
- Tıkanmış
sımsıkı
- Çok sıkı.
- Çok sıkı olarak, sıkı bir biçimde
Firmly.
Very tight.
Fast.
Chock.
Tight.
Very tightly.
Very closely spaced.
Clinging.
sımsıkı bağlanmış
Tightly bound.
oturmuş
- Yerleşik, yerleşmiş, güçlenmiş.
Settled.