süzgü ne demek?
- Delikli çanak.
- Balıkçı kepçesi.
- Fide sulamak için tenekeden yapılan, ucunda süzgeci olan kap.
 Drainboard. Drainboard.
 Filter. Filter.
delikli
- Deliği veya delikleri olan
- Bir tür olta iğnesi.
- Kevgir.
- Deliklerle kaplı esnek doku şeridi.
 Perforated. Perforated.
 Holey. Holey.
 Peekaboo. Peekaboo.
 Punched. Punched.
 Sprocketed. Sprocketed.
 Alveolate. Alveolate.
süzgün
- Biraz zayıflamış, güçsüzleşmiş
 Whose lids are langourously lowered. Whose lids are langourously lowered.
 Thin. Thin.
 Gaunt. Gaunt.
 Haggard. Haggard.
 Drawn. Drawn.
süzgün bakış
- Üst göz kapakları biraz kapalı olarak bakış
