süzgünlük ne demek?
- Süzgün olma durumuAğır bir süzgünlükle gözlerini kapayarak elini uzattı. H. Z. Uşaklıgil
 Thinness, gauntness, haggardness. Thinness, gauntness, haggardness.
 Drowsiness. Drowsiness.
süzgün
- Biraz zayıflamış, güçsüzleşmiş
 Whose lids are langourously lowered. Whose lids are langourously lowered.
 Thin. Thin.
 Gaunt. Gaunt.
 Haggard. Haggard.
 Drawn. Drawn.
süzgünleşme
- Süzgünleşmek işi.
süzgünleşmek
- Süzgün duruma gelmek.
 (nesne almayan fiil). (nesne almayan fiil).
