söz konusu mesele ne demek?
Point at issue.
point
- Işaret etmek, göstermek
- Yöneltmek
- Hedefe nişan almak
- Duvar taşları arasını çimento ve harç ile doldurmak
- Ucunu sivriltmek
- Hareketsiz durup avın yerini göstermek(av köpeği),ferma etmek.point at parmakla işaret etmek
- Tüfeğin namlusunu hedefe çevirmek.point a gun tüfekle nişan almak
- Sivri uç,burun denize uzanan burun
- Nokta
- Sivri uçlu şey
söz konusu değil
There is no question of.
söz konusu edilmek
- Sözü edilmek, konuşulmak.
konu
- Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu
- Üzerinde konuşulan şey, bahis
- Bir işlevin bir kesimin oluşturan bağımsız değişken; özellikle üçgenölçüsel işlevlerin açı cinsinden bağımsız değişkenleri.
- Sinema ve televizyon alıcısının, fotoğraf aygıtının merceğinin, üzerine yöneltildiği ve görüntüsünü saptamayı amaçladığı temel varlık, nesne, görünüm
- Bu yolda saptanmış olan nesne
- Öykülü bir filmin ya da televizyon oyununun en kısa biçimde anlatılabilecek olgusu.
- Herhangi bir ders kapsamının, belli bir sürede öğretilecek bölümlerinden her biri.
- Ele alınan, üzerindekonuşulan ya da yazı yazılan düşünce, sorun, durum ya da olay.
Subject.
Object,.
mesele
- Sorun
- Güç iş
- Problem.
- Sorun.
- Gölgelik.
- Düşünülecek iş ve husus. Halledilmesi lazım iş. Ehemmiyetli iş. (Osmanlıca'da yazılışı: mes'ele)
- Bk. sorun
Matter.
Problem.
Question.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
söz konusu değilsöz konusu edilmeksöz konusu etmeksöz konusu olamazsöz konusu olansözsöz açmaksöz akımısöz almaksöz altında kalmamaksöz anlamaksöz anlamazsöz anlatmaksöz anlayan beri gelsinsöz aramızdasöbesöbe penceresöbeksöbüksöbüktekinkonusulankonusundakonusunda konuşmakkonusunda uzmanlaşmakkonusuzkonuskonus arteryozuskonusalkonusal algılama ölçerikonusal duygu yatırımıkonukonu komşukonu başlığıkonu başlığı kaynak dizimikonu bulma