playtime ne demek?
- Oyun zamanı, tatil saati.
- Oyun zamanı, teneffüs
plaything
- Eğlence
- Oyuncak
- Oyuncak gibi kullanılan kimse
play
- Oynamak
- Eğlenmek
- Hareket etmek, sallanmak, kımıldanmak
- Çalgı çalmak
- Rol yapmak, temsil etmek, canlandırmak
- Kumar oynamak
- Su fışkırtmak (flskıye)
- Hortumla fışkırtmak
- Ateş etmek (top)
- Hareket ettirmek, gezdirmek