parallel play ne demek?

  1. Koşut oyun

koşut

  1. Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, muvazi, paralel.
  2. Aynı zaman içinde gelişen, aynı özellikleri gösteren (olay, düşünce vb.), paralel.
  3. Bir düzlemde kesişmeden ilerleyen, iki ya da daha çok sayıdaki doğruların ya da ışınların özelliği.
  4. Bir düzlemde kesişmeden ilerleyen, iki ya da daha çok sayıdaki doğruların ya da ışınların özelliği.
  5. (en)Parallel.
  6. (al)Parallel
  7. (fr)Parallèle

parallel planes

  1. Paralel düzlemler

parallel plate lens

  1. Paralel levhalı mercek
  2. paralel levhalı mercek

play

  1. Oynamak
  2. Eğlenmek
  3. Hareket etmek, sallanmak, kımıldanmak
  4. Çalgı çalmak
  5. Rol yapmak, temsil etmek, canlandırmak
  6. Kumar oynamak
  7. Su fışkırtmak (flskıye)
  8. Hortumla fışkırtmak
  9. Ateş etmek (top)
  10. Hareket ettirmek, gezdirmek

Türetilmiş Kelimeler (bis)

parallel planesparallel plate lensparallel parlorparallel pondsparallel portparallel accessparallel adderparallel architectureparallel arrangementparallel barsparallelparallel capacitorparallel circuitparallel circuitsparallel classificationparallparallacticparallactic motionparallaxparalagmaparalaksparalaks açısıparalaks bakımındanparalaktikplayplay a double gameplay a good gameplay a hose onplay a hunchplay a lone handplay a partplay a practical joke on smbplay a practical joke on smb.play a trickplaplacabilityplacableplacardplacard to
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın