parallel play ne demek?
- Koşut oyun
koşut
- Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen, muvazi, paralel.
- Aynı zaman içinde gelişen, aynı özellikleri gösteren (olay, düşünce vb.), paralel.
- Bir düzlemde kesişmeden ilerleyen, iki ya da daha çok sayıdaki doğruların ya da ışınların özelliği.
- Bir düzlemde kesişmeden ilerleyen, iki ya da daha çok sayıdaki doğruların ya da ışınların özelliği.
Parallel.
Parallel
Parallèle
parallel planes
- Paralel düzlemler
parallel plate lens
- Paralel levhalı mercek
- paralel levhalı mercek
play
- Oynamak
- Eğlenmek
- Hareket etmek, sallanmak, kımıldanmak
- Çalgı çalmak
- Rol yapmak, temsil etmek, canlandırmak
- Kumar oynamak
- Su fışkırtmak (flskıye)
- Hortumla fışkırtmak
- Ateş etmek (top)
- Hareket ettirmek, gezdirmek
Türetilmiş Kelimeler (bis)
parallel planesparallel plate lensparallel parlorparallel pondsparallel portparallel accessparallel adderparallel architectureparallel arrangementparallel barsparallelparallel capacitorparallel circuitparallel circuitsparallel classificationparallparallacticparallactic motionparallaxparalagmaparalaksparalaks açısıparalaks bakımındanparalaktikplayplay a double gameplay a good gameplay a hose onplay a hunchplay a lone handplay a partplay a practical joke on smbplay a practical joke on smb.play a trickplaplacabilityplacableplacardplacard to