palamarı çözmek ne demek?
- Sıvışıp kaçmak, ayrılmak.
- Uzaklaşmak.
palamarı çekerek hareket etmek
Warp.
palamar
- Gemileri iskele, rıhtım veya şamandıraya bağlamaya yarayan kalın halat
- Büyük gemileri karaya bağlamak yahut demir gomneye bedel lengere rabtetmek için kullanılan halat.
- Gemileri iskele, rıhtım veya şamandıraya bağlamaya yarayan kalın halat.
- Trol ağlarında maçaları kapılara, kapıları da kanatlara bağlayan üç burgata uzunluğundaki sentetik veya bitkisel halat.
Bridles.
Cable, hawser, moorings, moors, lashing, warp.
çözmek
- Düğümlü, bağlı veya sarılı bir şeyi açmak.
- Düğmeyi iliğinden açmak
- Saçı açmak.
- Bulmaca, sorun vb.nin bilinmeyen, gizli noktasını bulup açıklamak, sonuca bağlamak
- Bir maddeyi çözücüyle çözündürmek, onun çözeltisini yapmak.
- Bir problemde aranan sonucu, belli ögeler yardımıyla ortaya çıkarmak, halletmek.
- Çözgü ipini tezgâha yerleştirmek.
- Çözlgenle karıştırarak, bir özdeği çözeltiye sokmak.
Untie.
Detach.