pabuçunu eline vermek ne demek?
- Kovmak.
To give sb the gate, to boot sb out (of sth).
pabuçunu ters giydirmek
- Güç bir duruma sokarak telaşla kaçırmak.
pabuç
- Ayakkabı
- Masa, sandalye vb. mobilyaların ayaklarına takılan metal veya plastik eklenti.
- İletken telleri elektrik birimlerine bağlayan veya cıvatalı bağlantıyı sağlayan parça.
- Bina kolonlarının temeldeki basma yüzeyinin geniş ve daha güçlü olarak yoğunlaştırılmış bölümü.
- Karartıcıda bulunan bobin boyunca kayarak ışığın voltajını indirip yükselten iletken.
- Bk. durduraç pabucu
Shoe.
Planchette
ene
- Bk. benlik
- Ben.
- (east northeast) ENE, pusula yönü
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
pabuçunu ters giydirmekpabuçpabuç bağıpabuç bırakmamakpabuç eskitmekpabuç kadar çikleteline ağıreline almakeline ayağına çabukeline ayağına kapanmakeline ayağına üşenmemekeline bakmadan potu iki katına çıkarmakeline bakmakeline çabukeline çabuk olmakeline doğmakelin ağzı torba değil ki büzesinelin tersielin tersiyle yapılanelin yetişebileceği uzaklıktaelinde avucunda nesi varsa