nihayet ne demek?

1. Son

   Ben nihayete doğru yanımdaki çocuğu dürterek kalktım.

   Ö. Seyfettin

2. (ni'ha:yet) Sonunda

   Nihayet duam kabul olundu, önümde hiçbir hicap kalmadı, hakikat bana olduğu gibi tecelli etti.

   N. F. Kısakürek

3. -den başka bir şey değil

   Ama bu, nihayet bir nüktedir.

   Y. Z. Ortaç

4. Son. sonunda.
5. Bitim, uç.
6. Son derece.
7. Finally.
8. At last.
9. At the end.
10. After all.
11. Eventually.
12. Lastly.
13. In the upshot.
14. Close.
15. End son.
16. At long last.
17. In the end.
18. In the long run.
19. At length sonunda.
20. After all / at last.
21. Conclusion.
22. Finish.
23. Termination.
24. Outcome.
25. Result.
26. Expiration.
27. At length.
28. Limit.
29. Terminus.
30. Upshot.

son

1. Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı
2. En arkada bulunan.
3. Artık ondan ötesi veya başkası olmayan
4. Uç, sınır.
5. Olanca
6. Bir şeyin en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet, akıbet.
7. Olum.
8. Etene.
9. Etene.
10. Bk. eş

nihayet vermek

1. Ilişkiyi kesmek, bir işi, alışkanlığı yapmaktan vazgeçmek
2. Bitirmek, tamamlamak, sonuçlandırmak

nihayete ermek

1. Sona varmak, sonuçlanmak, bitmek

Türetilmiş Kelimeler (bis)