narrows ne demek?
- İki burun arasında yasak bölge olan su geçidi
- Dar geçit
- Dar boğaz
narrow
- Daraltmak, kısmak
- Dar, ensiz
- Sınırlı
- Dar düşünceli, dar fikirli
- Darlık içinde
- Cüzi, az
- Sıkı, dikkatli
- Daralmak
narrow an argument down
- Bir tartışmayı açıkça belirlemek
- Bir tartışmayı daraltmak