kuranı hakım ne demek?

  1. Hakim olan Kur'an-ı Kerim. Hakim: Hikmetli, hikmet sahibi, yahut çok hakim ve muhkem manalarına gelir. (Osmanlıca'da yazılışı: kur'an-ı hakîm)

kuranı mucizül beyan

  1. Beyan ve ifadesi mu'cize olan Kur'an.(Kur'an: Şu kitab-ı kebir-i kainatın bir tercüme-i ezeliyesi.. ve ayat-ı tekviniyeyi okuyan mütenevvi dillerinin tercüman-ı ebedisi.. ve şu alem-i gayb ve şehadet kitabının müfessiri... ve zeminde ve gökde gizli Esma-i İlahiyenin manevi hazinelerinin keşşafı.. ve sutur-u hadisatın altında muzmer hakaikın miftahı.. ve alem-i şehadette alem-i gaybın lisanı... S.)(-Kur'an-ı Kerim-, bütün mebahis-i esasiyeyi ve mühimmeyi öyle bir tarzda beyan eder ki, o beyan, bütün kainatı bir saray gibi idare eden ve dünyayı ve ahireti iki oda gibi açıp kapayan; ve zemin bir bahçe; ve sema, misbahlariyle süslendirilmiş bir dam gibi tasarruf eden; ve mazi ve müstakbel, bir gece ve gündüz gibi nazarına karşı hazır iki sahife hükmünde temaşa eden; ve ezel ve ebed, dün ve bugün gibi silsile-i şuunatın iki tarafı birleşmiş, ittisal peyda etmiş bir surette, bir zaman-ı hazır gibi onlara bakan bir Zat-ı Zülcelale yakışır bir tarz-ı beyandır.Nasıl bir usta, bina ettiği ve idare ettiği iki haneden bahseder, proğramını ve işlerinin liste ve fihristesini yapar; Kur'an dahi, şu kainatı yapan ve idare eden ve işlerinin listesini ve fihristesini tabir caiz ise, proğramını yazan, gösteren bir Zatın beyanına yakışır bir tarzdadır. Hiç bir cihetle eser-i tasannu ve tekellüf görünmüyor. Hiç bir şaibe-i taklid veya başkasının hesabına ve onun yerinde kendini farzedip konuşmuş gibi bir hud'anın emaresi olmadığı gibi, bütün ciddiyetiyle, bütün safvetiyle, bütün hulusiyle safi, berrak, parlak beyanı, nasıl gündüzün ziyası, "Güneşten geldim" der. Kur'an dahi," Ben Halık-ı Alem'in beyanıyım ve kelamıyım" der. Evet şu dünyayı antika san'atlarla süslendiren ve lezzetli nimetlerle dolduran ve san'atperverane ve nimetperverane şu derece san'atının acibeleriyle şu derece kıymettar nimetlerini dünyanın yüzüne serpen, sıravari tanzim eden ve zeminin yüzünde seren, güzelce dizen bir Sani', bir Mün'imden başka şu velvele-i takdir ve istihsanla ve zemzeme-i hamd ve şükranla dünyayı dolduran ve zemini bir zikirhane, bir mescid, bir temaşagah-ı san'at-ı İlahiyeye çeviren Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan kime yakışır ve kimin kelamı olabilir? Ondan başka kim ona sahib çıkabilir? Ondan başka kimin sözü olabilir? Dünyayı ışıklandıran ziya, güneşten başka hangi şeye yakışır? Tılsım-ı kainatı keşfedip alemi ışıklandıran beyan-ı Kur'an, Şems-i Ezeli'den başka kimin nuru olabilir? Kimin haddine düşmüş ki ona nazire getirsin? Onun taklidini yapsın?Elhak, bu dünyayı san'atlarıyla zinetlendiren bir san'atkarın, san'atını istihsan eden insanla konuşmaması muhaldır. Madem ki, yapar ve bilir, elbette konuşur. Madem konuşur, elbette konuşmasına yakışan Kur'andır. Bir çiçeğin tanziminden lakayd kalmayan bir Malik-ül Mülk, bütün mülkünü velveleye veren bir kelama karşı nasıl lakayd kalır? Hiç başkasına mal edip hiçe indirir mi? S.)(Kur'an-ı Hakim yirmi üç sene mütemadiyen damarlara dokunduracak ve inadı tahrik edecek bir tarzda meydan okudu ve der idi ki: "Şu Kur'anın Muhammed-ül Emin gibi bir ümmiden nazirini yapınız ve gösteriniz. Haydi bunu yapamıyorsunuz, o zat ümmi olmasın, gayet alim ve katip olsun. Haydi bunu da getiremiyorsunuz; bir tek zat olmasın, bütün alimleriniz, beliğleriniz toplansın, birbirine yardım etsin, hatta güvendiğiniz aliheleriniz size yardım etsin. Haydi bununla da yapamıyacaksınız, eskiden yazılmış beliğ eserlerden de istifade edip, hatta gelecekleri de yardıma çağırıp, Kur'anın nazirini gösteriniz, yapınız. Haydi bunu da yapamıyorsunuz; Kur'anın mecmuuna olmasın da, yalnız on Suresinin nazirini getiriniz. Haydi on Suresine mukabil hakiki doğru olarak bir nazire getiremiyorsunuz; haydi hikayelerden asılsız kıssalardan terkib ediniz. Yalnız nazmına ve belagatına nazire olsun getiriniz. Haydi bunu da yapamıyorsunuz, bir tek suresinin nazirini getiriniz. Haydi Sure uzun olmasın, kısa bir Sure olsun, nazirini getiriniz. Yoksa, din, can, mal, iyalleriniz; dünyada da ahirette de tehlikeye düşecektir..." M.)(Amerikalı Filozof Karlayl (Carlyle) şöyle diyor: Kur'anı bir kerre dikkatle okursanız, O'nun hususiyetlerini izhara başladığını görürsünüz. Kur'anın güzelliği diğer bütün edebi eserlerin güzelliklerinden kabil-i temyizdir. Kur'anın başlıca hususiyyetlerinden biri, (O'nun asliyyetidir. Benim fikir ve kanaatıma göre Kur'an serapa samimiyet ve hakkaniyetle doludur. Hz. Muhammed'in (A.S.M.) cihana tebliğ ettiği davet, hak ve hakikattır. İ.İ.) (Osmanlıca'da yazılışı: kur'an-ı mu'ciz-ül beyan)

kuranıkerim

  1. Kuran.

hakım

  1. Hikmetle muttasıf olan ve mevcudatın hakikatına vakıf olan. Hikmet mütehasssı. İlm-i hikmette mütebahhir ve mütehassıs olan. İş ve emirleri hikmetli ve yanlışsız olan. (Osmanlıca'da yazılışı: hakîm)

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kuranı mucizül beyankuranıkerimkurankuran ı kerimkuran portörkuran suresikuranderkurakura çekmekkura efradıkura ile askere almakkura ile askerlikkurkur bandı sistemikur davranışıkur dosyası eklekur farkıhakımhakımanehakımi lokmanhakımi mutlakhakıhakıbhakıbehakıkhakılhakhak arayanhak çiğnemehak deyince akan sular dururhak dini
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın