knock knock ne demek?
- Tak tak, tık tık
- Tak tak!, tık tık!
knock knee
- Yürürken dizleri birbirine dokunan
- Çarpık bacak
knock kneed
- Çarpık bacaklı, paytak
knock
- Sertçe eleştirmek
- Vurmak, çarpmak
- Tokuşmak
- At veya on ile çalmak, vurmak (kapı)
- Devirmek, teklemek
- Çarpışmak
- ABD, argo kusur bulmak, tenkit etmek, titizlik etmek
- Vurma, vuruş, darbe
- Kapı çalınması
- Kapıyı çalmak