kapı dışarı etmek ne demek?
- Kovmak, dışarı atmak.
Sizin hepinizi kapı dışarı edecekler. Çünkü kaçak işçiye memlekette iş yok.
M. İzgü - Kovmak.
Chuck out.
kapı dışarı eden kimse
Chucker out.
kapı
- Osmanlı Devleti'nde resmi görev yeri
- Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı.
- Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat
- Devlet dairesi.
- Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân
- Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer.
- Gidere yol açan gereksinim.
- Ev gezmesi için gidilen yer.
Door.
Portal.
dışarı
- Dış çevre, dış yer, hariç, içeri karşıtı
- Kişinin konutundan ayrı olan yer
- Yurt dışı
- Dışa, dış çevreye
Outside of.
Forth.
Outside.
Exterior.
Clear.
Abroad.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kapı dışarı eden kimsekapıkapı açmakkapı adresikapı ağasıkapı ağzıkapı almakkapı anahtarıkapı aralamakkapı aralığıkapı aramakkapkap birleştirmekap burnukap dokumacı kuşukap dolusudışarıdışarı akandışarı akan maddedışarı akıtmakdışarı akmadışarı antenidışarı atmadışarı atmakdışarı bakmakdışarı çeken kasdışardadışardan bitirme sınavıdışardan evlenmedışa açık büyümedışa açık büyüme modelidışa açık ekonomidışa açık sanayileşmedışa açıklık derecesi