kanlanmak ne demek?

  1. Kan bulaşmak.
  2. Kanı çoğalmak.
  3. Bir organda kan birikmek

    Kanlanan gözlerinden sıcak yaşlar akıyor, heyecan ve yorgunluğundan nefesi tıkanıyordu.

    Ö. Seyfettin
  4. (en)To become bloodstained; to become bloodshot; to become healthy/vigorous/robust.

kan

  1. Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı
  2. Soy.
  3. Hayvanlarda vücut boşluğu içinde ya da kapalı damarlar içerisinde dolaşan hücreler ile oksijen, karbondioksit, hormonlar, besin, boşaltım ve bağışıklık maddelerini taşıyan sıvı. Omurgalılarda oksijenin ve karbondioksitin taşınmasında görev yapan kırmızıkan hücreleri ile organizmanın savunmasında görev yapan beyazkan hücreleri vekanın pıhtılaşmasında görevli olankan pulcukları ve serumdan oluşur.
  4. Eritrosit, lokosit, trombosit, protein ve serumdan oluşan, pH'sı 7,35-7,45 arasında, yoğunluğu 1,056 g/mL olan karmaşık bir vucut sıvısı.
  5. Omurgalılarda oksijenin ve karbondioksitin taşınmasında görevli kırmızı kan hücreleri, organizmanın savunmasında görevli beyaz kan hücreleri ve kanın pıhtılaşmasında görevli olan kan pulcukları ve plazmadan oluşan sıvısal doku.
  6. Kan proteini, kıl, mide içeriği ve idrar vb. yabancı maddeden arındırılmış temiz, taze, bütün veya suyu alınmış hayvan kanının hızlı bir biçimde dondurulması veya soğutulmasıyla elde edilen ürün, hayvan kanı.
  7. Bir şeyin menbaı. (Osmanlıca'da yazılışı: kân)
  8. (en)Swore.
  9. (en)Haemal.
  10. (en)Blood.

kanlanma

  1. Kanlanmak işi.
  2. Bir organ veya dokuda kan akımının artması olayı, hiperemi. Aktif dokuda gerçekleşir
  3. (en)Hyperemia).

kanlandırma

  1. Kanlandırmak işi.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kanlanmakanlandırmakanlandırmakkanla dolukanla ilgilikanla kaplamak veya lekelemekkanla sağaltımkanla sertleşebilir
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın