kalank ne demek?
- Kalın çeperli, dik ve dar akarsu ağzı.
kalanklı kıyı
- Bk. barınaklı kıyı
kalan
- Kalma işini yapan.
- Artan, mütebaki
- Bir çıkarmanın sonucu.
- Bölme işleminde bölünenden artan sayı.
- Bakıyye (bk. artan, artık).
The sea otter.
Remaining.
Left behind.
Residual.
Residuary.